Kimyasallar ve Duygular
Duygular. Hayatı karmaşıklaştıran kesinlikle duygularımız. Her şeyi algılayabiliyoruz bir miktar. Matematikselleştirerek mantıklı açıklamalar
yapabiliyoruz ama hisler söz konusu olunca bunu yapamıyoruz. Verilerimiz hiçbir
zaman yeterlii olamıyor çünkü. En ufak bir anın bile o kadar çok tetiklediği
duygu varken bu pek mümkün değil. Sadece bir anı yaşarken, bir cümleyi düşünüp
sorgularken bile kaç tane dugunun devreye girdiğini hesaplayabilme olasılığımız
yok. Yaptığımız çıkarımlar bile geçmişimizle, duygularımızla bağıntılı çünkü.
Her şeyi hormonal olarak açıklamaya çalışsak bile yeterli
olmayan çok şey var. Her davranışın her cevabın altında çok fazla başka
yaşanmışlık var duyguları tetikleyen. Anılar birikip davranış şekline etkiyor
ve bir insanın bir sonraki hamlesini onu analiz ederek bulmaya çalışmak bile
işin içinden çıkılmaz olasılık hesaplarından başka bir şey değil. Duygular bize
bile yapmamız düşünülmeyen şeyler yaptırabiliyorlar. Güçlü ve çekimser olarak
bile ayıramayız duyguları çünkü potansiyellerini hesaplamak bile bir yerde
olasılık dahilinde değil. Yanılma payını sıfıra indirgemek neredeyse imkansız.
Her duygu farklı olaylarda başrol olmaya meyilli olabilir.
Bir insan analizi yapmak o yüzden çok da mümkün değil o yüzden biz en
olasılıklı olanı değişmez olarak kabul ettiğimiz tek objektif payda olan
olaylar üzerinden yorumlayarak bulmaya çalışıyoruz. En mantığa yakın olanı
seçiyoruz. Mantığa yakın olanı olasılığı yüksek olarak kabul etmemize rağmen
yanılabiliyoruz. En kesin gözüyle baktığımız olay bile en beklenmedik ya daha
da az beklenmedik haliyle gerçekleşiyor.
Olaylar arasında bağlantı kurmak önemli elbette. Fakat
aslında, asla tam bir doğru tahmin yürütmemiz mümkün değil. Duygular da bize
yalan söyletebilirler. Duygular bizi kandırabilebilirler.
Bir insana hissettiğimiz şeyin adını koymaya çalışmak da bir
o kadar zor. Çünkü tek bir insana bile tek bir duygu hissetmemizin mümkünatı
yok. Birkaç duygunun birleşimine belirli bir ad verip onu bir kalıp içine
sokmamız ise imkansız. Yalnız olduğumuzu düşündüğümüz anlarda bile en alakasız
gördüğümüz bir insanın tek bir cümlesi, tek bir fikri hayatımıza etkiyip o anda
bile yeni düşünce ve duygusal devinimlere bizi itebilir.
Duygular güçlüler. Korkutucular kanaatimce. Kaçmaya
çalışmanın da bir o kadar faydasız olduğu şeyler. Mantıkla açıklamaya
çalışmanın manası yok bir noktada. Çünkü öyle deyip geçmek lazım. Analiz etmeye
çalışırken bile kendilerini devreye sokmayı başarıyorlar bir şekilde.
Tehlikeliler. Fakat nötrler. Subjektif gözüken bir nötrlükleri var çünkü
potansiyelleri eşit. Etki alanları farklı bile değil. O yüzden öngörülemez ve
tahmin edilemezler. Mantıksallığı içermelerine rağmen çok kolay başkalaşma yeteneğine
sahipler.
Bunu birkaç insanla tartışmak istiyorum. Bu konular üzerine düşünmeyi çok sevdim. Bu yazıyı yazmama neden olan henüz yarısında olduğum filmi de öneririm sizlere. ''Dopamine''. Aşkın Kimyası olarak çevirmişler Türkçe'ye. İzleyin tartışalım.
Bunu birkaç insanla tartışmak istiyorum. Bu konular üzerine düşünmeyi çok sevdim. Bu yazıyı yazmama neden olan henüz yarısında olduğum filmi de öneririm sizlere. ''Dopamine''. Aşkın Kimyası olarak çevirmişler Türkçe'ye. İzleyin tartışalım.
Duygulari anlamaya calismak onlara hakaret, hayati basitlestirmek, aslinda her 2sini de kaybetmek demektir. Belirsizlik İlkesine göre, bir parçacığın momentumu ve konumu aynı anda tam doğrulukla ölçülemez(wikipedi). Bunun sebebi gozlem yaparken parcaciga etki etmemiz zorunlulugudur temelde. Duygular o kucuk parcaciklardir iste hic bir zaman nerde olustugu ve ne kadar guclu oldugu bilinemez. Zaten bu belirsizlik degilmidir edebiyat dedigimiz sonsuz cumleler butunu, olusum ve cagrisimlari.
YanıtlaSilArtik bu bilgilerle nasil bir yol cizilicegini soyleme edepsizligine ve imkansizligina girmeden dusuncelerimi noktalamak isterim.
bana ters düşmemişsin. ben de tam olarak bunu anlatmak istedim basit olmaya çalışan bir dille. fakat şunu eklemeliyim, anlamaya çalışmak onlara hakaret değil. onlara asıl hakaret onları yok saymak olabilir ya da basite indirgemek. hepimizin yaptığı gibi.
YanıtlaSiledebiyat anlatmak ve anlaşılma isteği biraz da kendini anlama isteğidir, aynı diğer sanat dalları gibi. insana dair her şeydir özetle. bu da benim tanımım.
sevgiler istanbul'a.