8 Aralık 2010 Çarşamba

Kim Anlar Benim Halimden?

Hani bakmıştım ya gözlerine, gitme demişti gözlerim, anlamayacağını bile bile. Sen de demiştin "öyle bakma" diye, "gidemem yoksa." Çektim gözlerimi üzerinden, sen gittin, veda etmedim, dönersin diye, ama hiç adımlarının iz bıraktığı yerden bir daha geçmedin.

Gözlerimi üzerinden çektim diye dönmüyorsan, yine bakarım ben sana, seni görmek için, yalnızca seni. Zaten "gitme" deyişimi anladıysan gözlerimde, başkasının olmadığını okuyamamış olamazsın değil mi? Ya da yanılıyorum, sen okuyacak kadar dikkatli bakmıyordun gözlerime. Yanılmaya müsaittin belki de, geçmişin korkusuyla uzaklaştırdın bedenini.

Oysa sana ayırmıştım, koca puntolarla "rezerve"ydi, sol göğüs kafesimin içinde sıcacık atan yumru şeklinde büyük sevdaları taşıyabilecek kadar ağır kalbim. Bak çabalıyorum, kaçıyorsun, sevgisizlikten mi şüpheden mi bu kaçısın ben bilmiyorum, susuyorum, beklemiyorum, duruyorum öylece, sana duruyorum.

Sevgisizlikse nedeni, bakma bir daha gözlerime zümrüt gözlerinle ama eğer ki, eğer ki tereddütünün kaynağı içindeki şüpheyse, bir kez, son bir kez daha bak kahve gözlerime, kimse yok orda, sen olabilirsin anca. Tabi istersen, boşluk ferahlıktır yüreğime ama eğer sensen, sevilmeye değer gördüğüm kişiyse içini dolduracak, o zaman katlanılır, o yük, yük değildir kalbime. Toprağa dikilen bir filiz gibi hayattır, berraklık, saflıktır içimde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Real Time Analytics