Birazdan bahçeliye gidicem. Eve yeni geldim. Yorgunluk akıyor bütün hücrelerimden, halsiz hissediyorum çok, sanki 2 gün boyunca uyusam yine de yorgunluğumu geçiremeyek gibiyim.
Arkada Guano Apes - Quietly çalıyor. Bu şarkıyı dinlemeyeli çok olmuş. Garip bi his veriyor bu şarkı bana, stüdyonun ilk zamanlarına götürüyor beni. Akın'ın eski gruplarından Freefall çalardı bunun coverını. Davulda Akın, gitarda Defne, basta Pınar ve vokalde Aslı vardı. Güzel kafalardı. Stüdyonun çok daha farklı bi konsepti vardı, arkadaşlarla eğlenmek ve amatörce müzik yapıp takılmak için gidilen bir mekandı. Abimin gözünün içine bakardım beni götürmesi için o boş geçen pazar günleri. Uslucu yanlarına oturup dinlerdim onları ve sonra eğlenceli muhabbetlerine katılıp, ilerde kendi grubumla oraya, Kennedy caddesinde korkutucu merdivenlerden inip demir kapıyı aşıp gideceğim o sıcak ortamın benim de ortamım olacağı günün hayalini kurardım.
Şimdi davul&bas odası olan o yer o zamanlar ne kadar da kişisel ve bilinmedik bir yerdi öyle. Hayalimin bir kısmı gerçek oldu, benim de ortamım oldu orası, davul ve bas derslerinin olduğu, yakın zaman önce yasaklanan partilerinin etkisini 1 hafta üstümden atamadığım ve gitar dersi alan tek öğrenci olarak gittiğim, kardeşim gibi benimsediğim insanlarla takıldığım bir mekan ama hala müzik grubum yok. Rock star olacağıma dair inancımdan ise hiçbirşey kaybetmiş değilim. Er ya da geç, müzik benim için çok daha farklı boyutlara gelecek.
Çok çalışmam gerektiğinin bilincindeyim. Gitarı benimseyip, onu kendi parçam haline getirmem gerek. Zaman geçtikçe harcayacak, kaybedecek bir tane bile kum tanesi kalmayacak kadar hızlı akıyor kumsaatimdeki kumlar. Ve ben gün geçtikçe daha da emin oluyorum ki ben hayatımı müziğe adamaya hazırım.
Yolun başının da en başındayım, acemi olacak kadar bile ilerlemedim, ama zaten hayal kurmak bu işin başına ulaşmanın ilk adımı. Gitarda biraz ilerledikten sonra davula yöneleceğim. İçimde bir yerlerde ritme karşı olan aşkımın uyanması sonucu davula sürükleniyorum, hissediyorum bunu. Henüz kimseyle paylaşmadım, kardeşim dediğim Ego dışında kimseye çaktırmadım bunu ki o içine doğmuş gibi aklımı kaç gündür kurcalayan soruyu sordu "Davul çalsana abi sen!" dedi.
İç sesimi o günden beri susturabilmiş değilim. Gitarı bırakamayacak kadar bağlıyım şu anda, ama davulu da gitarı ilerlettikçe öğrenemeyeceğim anlamına gelir mi bu? Tabi ki gelmez.
Artık o ortamdayken kendimi eksik hissediyorum, müziğin deryasında yüzen insanlar var orda, müzik hayat damarlarından biri haline gelmiş insanlar, ben ise o yolun başına getirecek adımı atmaya çalışıyorum yanlarında ve beni cesaretlendirip, gerçek dünyadaki cennetin - ki belki de tek cennetin - ne olduğunu gösteriyorlar bana.
Tam olarak onlardan biri olmak için, ve tabi hayalimi daha da ilerilere taşıyıp onu hedef haline getirebilmem için, çalışmam, o adımı atabilecek cesareti ve yeteneği içimde bulup geri dönememecesine müziğin sonsuz yoluna girmem gerek. Yapacağım bunu, er olamadı ama geç de olsa güç olmayacak.
Bekle müzik dünyası, Deniz gelmek için ilk adımını atmak üzere. Dostlarının desteğiyle senin yollarında zorlu ve emin adımlarla yürüyecek.
Yazı yazma süresince dinlenen şarkılar; (shuffle'ın gücü adına!)
* Guano Apes - Quietly
* Guns N' Roses - Mr. Brownstone
* Pinhani - Yalnızlık
* Hooverphonic - Mad About You
* Red Hot Chili Peppers - Snow(Hey Oh!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder