En kendim gibi hissettiğim yerdeydim. Stüdyo. İyi hissetmiyordum evet, birdolu insan, dostlarım, yakın gördüklerim, arkadaşlarım, sanki hepsi birer yabancıydı. Boş gözlerle baktım etrafıma, ve o anda bir şey farkettim, herkes kendi halinde, kimse için bir başkasının derdi önemli değil aslında. Dışarıda oturdum bir müddet, ağladım, ve gözzyaşlarımla ben bir süreliğine yalnızdık.
İnsanlara bencil ya da umursamaz oldukları için kızamazsın, iyi anında yanında oldukları, kafalarınızın çalışma şeklinin benzeştiği an onları dostun diye adlandırabilirsin, ve olup olmadıklarını ancak kötü bir ruh haline girdiğinde hala kaç kişinin yanında olduğundan anlayabilirsin.
Birinin kötü olduğunu anlamak için ona sorman gerekmez, her zaman gördüğün davranışlarını gözlemlediğin o insan "normal" diye tanımladığından farklı davranıyorsa eğer, evet hayatında ona farklı bir duygu yaşatan bir şey vardır ve bu seni rahatsız ediyorsa yanında olursun. Sırf vicdanını rahatlatmak için "noldu?" diye sorup "yok bişey" cevabı alıp yanından gitmezsin. Tabi işin bir yönü daha var, çoğu insan kötü bi ruh halinde olduğunda, bunu kabullenmek istemez.
Artık kimseden yanımda olmasını beklemiyorum, ki zaten yanımda olmamaları için onları iten benim. Buna direnenler ve beni yine de yalnız bırakmamayı göze alanlar ise benim için özel olanlar. Herşeyin düzeleceğine inanmak zor geliyor, ama inanmaktan başka çarem de yok.
Yine bir şarkıyla kapıyorum bu yazıyı.
Şebnem Ferah - İyi Gün Dostlarım -
Hangi gün hangi an üzülsem ağlasam
Halime güldünüz
Ne yapsam ne etsem olmadı anlayan
Aşkı çok gördünüz
Çekilin yanımdan gelmeyin üstüme
İyi gün dostlarım tutmayın elimden
Hangi gün hangi an bir omuz arasam
Uzakta oldunuz
Ne yapsam ne etsem olmadı anlayan
Dostluğu çok gördünüz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder