2 Haziran 2010 Çarşamba

Renkli hayat, bana hayalimi sat.

Şu an Metropolis'in Makine albümünü dinliyorum. En son dinlediğim zamandan yıllar geçmiş, hala kapağını hatırlarım, abimin getirişini albümü, benim kapağının renklerinin ve tasarımını beğenişimi. Mor fon üstüne sarılı turunculu güneş üstünde megafonumsu bir şey.

Dinlediğim ilk zamanlar bile etkilenmiştim sözlerinden ki 2002 yılıydı, yani 11 yaşında, kişiliğimin bile tam oturmadığını düşünürsek ileri seviye bi müzik zevkine sahip olmamın söz içeriğini tam olarak anlayabilmemin söz konusu bile olmadığı zamanlar. Farklıydılar, piyasadaki müzikten çok farklı olduğunu ta o zamanda anlayabilmiştim. Şimdi yeniden dinlediğimde ise çok daha inanılmaz geliyor gerçekten. Her enstrümana ayrı ayrı odaklandığında dalıp gidiyorsun, sözlere kaptırınca çok daha derinlere dalıyorsun. Gitar soloları, davullar, basın vuruşları, müzik altyapısı gerçekten "başarılı" sıfatını hakediyor. Sözlerde çok ince detaylı göndermeler, karşı bi duruş var. İlk albüm, yeni albüme duyduğum heyecanı yanıcı bir şekilde körüklüyor. Bilmemek, keşfetmemek çok büyük bir kayıp müzikle ilgilenen bir insan için. Keşfedin, dinleyin, dinletin! Şarkı adlarını da yazmalıyım ki tam olsun.

1. Makine
2. Sükut-u Hayal
3. D.K.A
4. Tek Gece
5. Fırtınalı Şarkı
6. Bekle
7. Gel Gör Beni
8. Kanka Bu Nası Bi Trip
9. Tüm Kanallar Dolu
10. Güzel Şarkı
11. Her Cennet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Real Time Analytics