O kadar güçlü ki bu düşünce dediklerimiz, ağlamamızın, gülmemizin, sıkılmamızın, eğlenmemizin sebebi onlar. Peki aşk? Aşık olmamızı sağlayan da fikirlerimiz mi sadece? Bir insana karşı olan hislerimizi yönlendiren. Başka bir şeylerin daha olması gerek, hormonlar diyeceksiniz, hayır o kadar olmamalı. Bunun cevabını bulamıyorum. Zamanla bakış açımız değiştikçe, - ki bu yine yaşadıklarımızın bize kattığı farklı düşünceler ve onların sonucundaki kararlarımız sayesinde olur - aşık olduğumuz insanlar da değişir. Demek ki aşka etkiyen zaman içinde oluşturduğumuz düşünceler, yani sevdiğimiz insan türünü biz seçiyoruz, ve ona yakın bir insanı kalbimize sokmaya uygun gördüğümüzde ona çekiliyoruz.
Peki neden her zaman beynimin yöneticisinin kendim olmadığını hissediyorum? Özellikle duygularım devreye girdiğinde, duyguları yöneten de aklımız, oluşturan da düşüncelerimizse neden onlara "hakim" olamıyoruz. Üzüldüğümüzde düşündüklerimiz neden çözüm bulmamızı sağlayamıyor? Hani nedensiz kötü hissediyoruz, nedensiz mutlu oluyoruz. "Nedensiz" dediğimiz şey, "düşünmeden", düşüncelerimizin etkisi olmadan. O zaman o diğer şey ne bizi yönlendiren, bilinçaltına atıp kendimize söylemekten kaçındığımız "gizli" düşünceler mi? Bilemiyorum.
Bu soruların cevabını veremiyorum, ama yine düşünüyorum, düşünmek hakkında düşünüyorum ve birçok soru var ki cevaplayamıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder