1 Kasım 2010 Pazartesi

Elveda De.

Bir son yazdı kız hikayesine. Sandığına sakladığı diğer sonlarına benzeyen bir son daha. Mutsuz son diyemedi, her sonun bir başlangıc olduğunu bilirdi. Her mutsuz gözüken sonun ardından yine gülümseyebilmişti hayatı boyunca ne de olsa. Sağır, kör ve dilsiz hikayesine sessiz sedasız bir son yazıyordu.

"Bitti, hem de yaşanmadan" diye geçirdi içinden, "her zamanki gibi sadece benim hissettiğim o fırtınalar dindi". "Hiç aşık oldun mu?" sorusuna "Evet" diye cevap verirdi ama hiç aşkı yaşayıp yaşamadığı sorulsa duraksardı ve acı tebessümüyle kafasını iki yana sallardı hüzün dolu gözlerini sorunun sahibine dikerek.

Yine bir cenaze töreni vardı kalbinde, bir aşkı daha ölmüştü, kurak, havasız kalbinde. Bir evladını daha yitirmiş bir anneydi, babalarına asla kavuşamamış evlatlarından birini daha yitirmiş acılı bir anne.

Siyahlar kuşanmış ruhunun pelerini dalgalanırken kalbinin ayazının rüzgarında, aşkına son kez bakıyordu. Anılarla sarmaladığı aşkı solgun ve buz tutmuştu. Aşka verdiği emeklerin, fedakarlıkların ölülerine diktiği gözleri keder dolu ve yaşlı gözüküyordu.

Derin bir iç çekti. Yine diğerlerine benzer bir son olacaktı bu. Bol noktalı, ünlem dolu hikayesine, eylem olmayan yüklemlerden bir son.

Ne kalem ne kağıtla yazacaktı bu sefer, beyninin sahillerindeki kumlara kazıyıp zamanla dalgalar tarafından silinişini izleyecekti yazdığı sonun. Zamana yenik düşen bir öyküydü onunki ne de olsa, dış faktörlerden darbe ala ala çürümüş ve zamansızlık içinde çiğnene çiğnene morluklarla lekelenmiş bir aşk öyküsü.

Şarkılar seçti yalnız vedasına, sessiz sonsözler yerleştirdi aklına. Melodilerin yarattığı armonide kaybolurken sildi iki damla gözyaşını. Yaktı ölü aşkının cesedini ve küllerini savurdu rüzgara doğru. Eskiden uğruna beslediği adama ulaşırlar diye bir umutla. İçindeki ses ne kadar bilse de minnacık da olsa aynı rüzgarın adamın yüzüne çarpma ihtimalinin olmadığını.

Mırıldandı şarkıları, adamın kulağında çınladıklarını hayal etti içini rahatlatmak istercesine ve başladı sonunu yazmaya.

"Elveda" dedi ve bekledi, ekleyecek birkaç cümle aradı aklına yazdığı destanın satır aralarında. Bulamadı. O kadar anlamsız milyonlarca sözcük arasından tek anlam ifade edeni zaten söylemişti. O tek kelimenin içinde, söylemek istediği herşey gizliydi. İçinde boğulmaya yetecek kadar çok imge saklıydı o kelimede.

Gülümsedi ve yazdı ışıl ışıl parlayan göz yaşlarından mürekkeple doldurduğu kalemiyle koskoca gökyüzüne son kelimesini hikayesinin.

ELVEDA.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Real Time Analytics